İcra ve İflas Hukuku

İcra ve İflas Hukuku

İcra ve İflas Hukuku

TAKİP İŞLEMİ

Taraf takip işlemi genel anlamıyla, takip prosedürü içinde tarafların yaptıkları, takibe yön ve şekil veren, çoğunlukla da icra takip işlemlerinin yapılmasını sağlamaya yönelik işlemlerdir. Örneğin, takip talebi, haciz ve satış talepleri, taraf takip işlemidir.

İcra takip işlemleri ise kural olarak, icra organları tarafından borçluya karşı yapılan, cebri icranın ilerlemesini sağlayıcı nitelikte işlemlerdir. Örneğin, ödeme veya icra emri tebliği, haciz ve satış işlemleri icra takip işlemleridir.

İcra takip işleminin üç unsuru bulunmaktadır: i) İcra organları tarafından yapılmalıdır, ii) Borçluya karşı yapılmalıdır, iii) Cebrî icranın ilerlemesini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Yani, icra takip işlemi alacaklıyı borçlunun malvarlığından alacağını almaya yaklaştırıcı nitelik taşımalıdır. Bu üç unsuru taşıyan işlem icra takip işlemidir.

İLÂMLI İCRA:

Mahkeme yaptığı yargılama sonunda talepte bulunan lehine karar verirse, muhatap davalının -ki bu kişi takip hukuku bakımından borçludur- bunu yerine getirmesi gerekir. Şayet davalı mahkeme kararının gereğini gönüllü olarak yerine getirmezse, alacaklı icra dairesine başvurup ilâmın gereğinin yerine getirilmesini talep eder ve borçluya bir icra emri gönderilir. Borçlu kendisine verilen sürede icra emrine uygun davranmazsa, icra emrinin konusu borç, kanunda öngörülen şekillerde zorla yerine getirilir.

İLÂMSIZ İCRA:

Bu yolda, alacaklının alacağının mahkeme ilâmı ile tespit edilip hüküm altına alınması gerekmez. Alacaklı, doğrudan icra dairesine başvurarak borçluya karşı takip yapabilir, hatta genel haciz yoluyla takipte, alacaklının elinde herhangi bir belge bulunması da şart değildir. Bir kimseden alacağı olmayan bir kişi dahi bu yola başvurabilir. Ancak, bu takip yolunun başarı ile sonuçlanması için borçlunun takibe itiraz etmemesi gerekir. Bu yolda, borçluya, kendisine karşı yürütülen takibe itiraz ederek takibin sonuçlanmasına engel olma imkânı tanınmıştır. İlâmsız icra para ve teminat alacakları için öngörülmüş olmasına rağmen, kanunda özellikle kira alacağının ödenmemesi ve kira süresinin sona ermesi durumunda tahliye talebi için de ilâmsız icra yoluna başvurulabileceği kabul edilmiştir.

REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİP:

Rehinli alacakların özelliği sebebiyle kanun koyucu, alacağı rehinle temin edilen alacaklılar için ayrı bir takip yolu öngörmüştür. Ancak, bu yol diğer teminatlar için değil; sadece rehinle teminat altına alınan alacaklar için geçerlidir. Rehinli alacaklı, kural olarak doğrudan ilâmlı veya ilâmsız icra yoluna ya da iflâs yoluna başvuramaz. Kanunda belirtilen istisnalar dışında, rehinli alacaklının önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurması gerekir.

İFLÂS (KÜLLİ İCRA)

İflâs yolunda borçlunun bütün malvarlığı satılır ve elde edilen para ile borçlunun bilinen tüm alacaklılarının alacakları ödenir. Bunun sonunda artan bir para kalırsa borçluya verilir. İflâs yolunda temel ilke, alacaklılar arasındaki eşitliktir. Borçlunun malvarlığı alacaklarını tam karşılamazsa, kanunda öngörülen şekilde, para alacaklılar arasında alacakları oranında (garameten) paylaştırılır.

İHTİYATİ HACİZ:

Takip yollarına ilişkin yukarıdaki üçlü ayırımın dışında, takip yolu değil, geçici hukukî koruma olan ihtiyati haciz de kanunda düzenlenmiştir (İİK m. 257-268). İhtiyati haciz, doğrudan alacağı elde etmeye yönelik bir takip yolu olmayıp alacağı teminat altına almak için öngörülmüş geçici bir hukuki korumadır.

KONKORDATO:

Konkordato, değişik sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve malî durumu bozulan bir borçlunun korunması için kabul edilmiş bir müessesedir. alacaklılarıyla kanunda öngörülen şekilde anlaşma yaparsa, alacaklılarının kabul ettikleri şekilde ya da oranda veya sürede borçlarını öder ve borçlarından kurtulur. Konkordato, herhangi bir borçlunun kendi teklifi ya da alacaklılardan birinin teklifi ile alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğu ile yaptığı ve mahkemenin tasdiki ile hüküm ifade eden bir anlaşmadır. Bu anlaşmaya göre alacaklılar alacaklarının, belirli oranda veya belirli zamanda ya da borçlunun malvarlığını onlara terk ederek ödenmesini kabul ederler ve bu anlaşmaya göre borç yerine getirildiğinde, borçlu borçlarının tamamından kurtulur.

UZLAŞMA YOLUYLA YENİDEN YAPILANDIRMA:

Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, alacaklılarıyla uzlaşarak borçlarını ve gerekiyorsa yapısal organizasyonlarını yeni koşullara adapte etmek suretiyle faaliyetlerine devam etmelerine imkan sağlayan uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma, konkordato ile birlikte düzenlenmiş olmasına rağmen konkordatonun bir türü olmadığı gibi, külli bir takip ve tasfiye usulü de değildir.

İPTAL DAVASI

Borçlunun, mallarının haczinden veya iflâsından önce, alacaklılarından mal kaçırmak için yaptığı kanun nazarında bir takım şüpheli tasarrufları ve bağışlamaları iptal ettirebilmek için, bu tasarruftan zarar gören alacaklıları (hacizde alacağını alamayan, iflâsta tüm alacaklılar) korumak amacıyla dava açma hakkı tanınmıştır ki, buna iptal davası denir.

İCRA DAİRESİNİN GENEL OLARAK İCRA TAKİBİNİN HER AŞAMASINDAKİ GÖREVLERİ ŞUNLARDIR:

• İcra dairesi takip talebini alır.

• Takibin ilâmsız ya da ilâmlı olmasına göre ödeme veya icra emri gönderir.

• Takip konusu para ve teminat alacağına ilişkin ise, borçlunun mallarını haczedip satar.

• Koşullar oluştuğunda sıra cetveli düzenler.

• Satıştan elde edilen parayı alacaklıya öder veya alacaklılar arasında paylaştırır.

• Gerekirse alacaklıya alacağının ödenemeyen kısmı için aciz belgesi verir.

• Para ve teminat alacakları dışında kalan takipler için icra dairesi, borçluya icra emri gönderir.

• Süresi içine icra emrinin gereği yerine getirilmezse zorla yerine getirilmesini sağlar.

• İcra dairesi doğrudan yaptığı işlemler yanında, bunlara ilişkin tamamlayıcı işlemleri de yapar.

İCRA MAHKEMESİ

Icra mahkemesinin belli başlı görevleri şunlardır:

• İcra dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikâyetleri incelemek (İİK m. 16-18).

• Takibe karşı borçlunun ileri sürdüğü itirazları incelemek, itirazların kaldırılması taleplerini karara bağlamak (İİK m. 68-68a; 147, 150a, 269c, 275).

• Hacizde ve iflâsta istihkak davalarını incelemek (İİK m. 97-99, 228).

• İhalenin feshini şikâyet yolu ile incelemek (İİK m.134).

• İcra ve iflâs suçlarını inceleyerek ceza vermek (m. 331 vd.).

• Bu görevleri dışında icra mahkemesi kanunla verilen diğer görevleri yapar. Örneğin, ilâmlı icrada icranın geri bırakılması taleplerini inceler (İİK m. 33), takibin iptal veya talikine karar verir (İİK m. 71); ayrıca bkz. İİK m. 26, 89, 121, 153, 251, 266, 285, 297, 318.

İCRA HARÇ VE GİDERLERİ

İcra Harçları

İcra harçlarının en önemlileri şunlardır:

• Takip talebinde bulunan alacaklıdan alınan ve maktu olan başvurma harcı.

• İlâmsız icrada takip talebinde bulunan alacaklıdan alınan alacak miktarının binde beşi oranında alınan peşin harç (HarçK m. 29)

• Takibin başarı ile sonuçlanması üzerine alınan tahsil harcı

• Bunların dışında icra takibinin sonunda alacaklıdan alınan cezaevi harcı

NOT: Peşin olarak ödenmesi gereken harçların tamamı ödenmedikçe harca konu işlem yapılmaz.

İcra Giderleri

Bunlar, harçlardan farklı olarak, icra takibine ilişkin iş veya hizmetin gerektirdiği ücret olup bu işi veya hizmeti yapan kişiye ödenir. Ödeme emrinin tebliği ve takip içerisindeki posta giderleri, haciz, paraya çevirme, paylaştırma giderleri, haczedilen şeyin muhafazası veya işletilmesi için gerekli harcamalar, bilirkişi ücreti, yol giderleri bu kapsamdadır.

UYARI: Bir icra işleminin yapılabilmesi için buna ilişkin giderin alacaklı tarafından peşin olarak verilmesi gerekir. Aksi halde talep hükümsüz kalır.

TEBLİGAT

İcra işlemlerinin birçoğunun sonuç doğurabilmesi veya ilgili sürelerin işlemeye başlayabilmesi için, tebliğ edilmesi gerekir. Özel bir düzenleme olmadığından, icra ve iflâs hukukunda da tebligatların Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekir.

GENEL HACİZ YOLU İLE TAKİP TALEBİ

Genel haciz yoluyla takip, alacaklının icra dairesine vereceği takip talebi ile başlar ve bu takip talebi üzerine icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu, takibe (ödeme emrine) itiraz eder ve itirazı haklı bulunursa, takip bu aşamada sona erer.

Takibin Konusu

Genel haciz yolu ile takip sadece para ve teminat alacakları için öngörülmüştür. Ancak para alacağı bir kambiyo senedine bağlanmışsa, bu durumda kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılabilir. Ayrıca, genel haciz yoluyla takip yapabilmek için alacağın rehinle de temin edilmemiş olması gerekir.

Görev ve Yetki

Görev: İlâmsız icra takibi icra dairesinden yapılır. Bu konuda görevli icra mercii icra dairesidir.

Yetki: para alacağı için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) geçerli olan genel yetki ve özel yetki kuralları, genel haciz yoluyla takipte icra dairesinin yetkisi bakımından da geçerlidir. Bunun sonucu olarak genel yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesidir. Ayrıca özel yetki kuralları da takipte geçerliliğini korumaktadır. Ancak, akdin yapıldığı yer icra dairesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki şartlar aranmadan (yani borçlu veya vekilinin takibin yapıldığı sırada orada bulunması) yetkili olacaktır.

Takip Talebi

Genel haciz yolu ile takip, alacaklının icra dairesine yaptığı takip talebi ile başlar. Alacaklı, takip talebini yetkili icra dairesine yazılı veya sözlü olarak yapar.

Takip talebinde nelerin bulunur:

• Alacaklı ve borçlunun kimliği ile adresi, ayrıca vergi kimlik numarası (alacaklı borçlunun vergi kimlik numarasını biliyorsa borçlunun vergi kimlik numarasını yazacaktır),

• Alacağın Türk parası ile tutarı ve faizli alacaklarda faizin başladığı tarih ve oranı, alacak yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi,

• Alacak bir senede dayanıyorsa senet, yoksa borcun sebebi,

• Seçilen takip yolu takip talebinde gösterilir.

UYARI: Yabancı para alacaklısı takip yaparken, takip talebinde bu yabancı para alacağını Türk parasına çevirmek zorundadır.

ÖDEME EMRİ VE ÖDEME EMRİNE İTİRAZ

Ödeme Emri

Takip talebini alan icra dairesi, takip talebine uygun bir ödeme emri düzenleyerek borçluya gönderir (İİK m. 60/I, 61/I). İcra müdürünün alacağın varlığını, nereden kaynaklandığını, vadesini veya şarta bağlı olup olmadığını, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı gibi hususları araştırma yetkisi yoktur.

Ödeme Emrine İtiraz

Ödeme Emrine İtiraz Sebepleri

Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine karşı, borcun doğmadığı, borcun sona erdiği, zamanaşımına uğradığı, vadesinin gelmediği, şarta bağlı olduğu veya senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı, borcunun ödeme emrinde belirtildiği kadar olmadığı gibi itirazları bulunuyorsa, bunları ödeme emrine itiraz yoluyla icra dairesine bildirmelidir. İtiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz şeklinde ikiye ayrılır.

İmzaya İtiraz: Alacaklının bir adî senede dayanarak takip yapması durumunda, borçlu bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde itiraz ederse bu, imzaya itirazdır.

Borca İtiraz: Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazları, borca itiraz niteliğindedir. Bu itirazlar maddi hukuktan kaynaklanan itirazlar olabileceği gibi takip hukukundan kaynaklanan itirazlar da olabilir. Örneğin, borcun ödendiği, zamanaşımına uğradığı maddi hukuka ilişkin bir itirazken, icra dairesinin yetkisine ya da derdest bir takip bulunduğuna ilişkin itiraz takip hukukundan kaynaklanan bir itirazdır.

İtiraz Sebepleri ile Bağlılık: Borçlu itirazda bulunurken sebep bildirmek zorunda değildir. Ancak, borçlu bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı olup kural olarak bunları daha sonra değiştirip, genişletemez.

İtirazın Yapılması

Ödeme emrine itiraz süresi, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren yedi gündür. Borçlu birden fazla ise her borçluya ayrı ayrı ödeme emri tebliği gerektiğinden, her borçlu için ödeme emrine itiraz süresi de ayrı ayrı başlar.

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI

Elinde İİK’nun 68-68a maddeleri anlamında belge olmayan alacaklı, borçlunun itirazını hükümden düşürmek istiyorsa, ancak itirazın iptali davası açabilir. Elinde İİK’nun 68-68a maddelerinde belirtilen belgeler bulunan alacaklı bir seçim hakkına sahiptir, isterse itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir isterse itirazın iptali davası açabilir.

İtirazın iptali davası açma süresi:  

Itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılır (İİK m.67/I). Alacaklı bir yıllık süreyi geçirdikten sonra, alacağı için genel hükümlere göre bir alacak davası açabilir (İİK m. 67/IV); ancak bu itirazın iptali davası olmaz ve takip bakımından itirazın iptali davasının sonuçlarını doğurmaz.

UYARI: Bu davada yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre tespit edilir. Görevin belirlenmesinde faiz, icra inkâr tazminatı ve giderleri dikkate alınmaz.

MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVASI

Menfi Tespit Davası

Menfi tespit davası, borçlu tarafından alacaklıya karşı açılır. Bu davanın borcun alacaklıya ödenmesine kadar açılması gerekir. Şayet menfi tespit davası görülürken, ihtiyati tedbir kararı alınmamış ve bu nedenle takibe devam edilip alacaklıya ödeme yapılmışsa, mahkeme herhangi bir talebe gerek kalmadan, davaya istirdat davası olarak devam eder.

İstirdat Davası

Borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazının icra mahkemesinde kaldırılmış olması durumunda takip kesinleşir ve bu arada menfi tespit davası da açıp, tedbir almamışsa, borçlu takip konusu borcu ödemek zorunda kalır. Böyle bir durumda, menfi tespit davası açmadığı için, cebrî icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalan borçlu, ödediği paranın geri verilmesi için istirdat davası açabilir, daha önce menfi tespit davası açmışsa bu da istirdat davasına dönüşür.

UYARI: İstirdat davasının şartları, borç olmayan bir paranın ödenmiş olması, paranın icra takibi sırasında ve icra tehdidi altında ödenmesi, ayrıca davanın bir yıl içinde açılmış olmasıdır. İstirdat davasının açılması hak düşürücü bir süreye bağlanmıştır. Bu süre, borç olmayan paranın icra veznesine tamamen ödenmesiyle işlemeye başlar.

HACİZ

Haciz, para alacaklarının ödenmesini sağlamak için, icra dairesi tarafından, borçluya ait mal ve haklara hukuken el konulması şeklinde tanımlanabilir. Haciz, para alacaklarının ödenmesini sağlamaya yöneliktir; ancak borçlunun malvarlığı üzerinde uygulanabilir; borçluya ait olan ve paraya çevrilmesi mümkün olan mal ve haklar üzerinde uygulanabilir; haciz işlemi icra organı olan icra dairesi tarafından gerçekleştirilir; haczin geçerliliği için, kural olarak, borçlunun malvarlığına fiilen el koyma gerekmeyip hukuken el koyma yeterlidir.

Haczin Konusu

Haczin konusunu borçlunun haczi kabil taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer parasal malvarlığı değerleri oluşturur.

NOT: Borçlunun tüm malvarlığı değil, kıymet takdirine göre, sadece borcu karşılayan mallar haczedilir.

Haczedilemeyen Mal ve Haklar

  • Borçlunun parasal değeri olmayan ve paraya çevrilemeyen şeyleri haczedilemez.
  • Borçlunun ve ailesinin yaşaması ve ekonomik varlığını devam ettirmesi, tamamen topluma muhtaç hale gelip toplumsal dengenin bozulmaması için, borçlunun bazı mal ve haklarının tamamının veya bir kısmı
  • Maddî hukuk bakımından başkasına devri mümkün olmayan mal ve hakların haczi de söz konusu olmaz.

 

İHTİYATİ HACİZ

İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukukî korumadır.

NOT: İhtiyati haciz talep edebilmek için alacağın para alacağı olması gerekir. İhtiyati haciz, para alacakları veya para olarak talep edilebilen alacaklar için düzenlenmiştir.

  • İhtiyati haciz bir dava değildir.
  • İhtiyati hacizde görevli ve yetkili mahkeme konusunda genel hükümler uygulanır
  • Esasen icra mahkemesi, ihtiyati hacze karar veremez. Dava açıldıktan sonra, ancak davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz talep edilir.
  • Kararla birlikte kural olarak alacaklıdan teminat alınmasına da karar verilmelidir.
  • İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde alacaklının ihtiyati haciz kararının icrasını istemesi gerekir Borçluya karşı dava açmadan veya takip yapmadan önce ihtiyati haciz kararı almış ve bu karara göre borçlunun mallarına haciz koydurmuş olan alacaklı, yedi gün içerisinde borçluya karşı takip talebinde bulunmalı veya dava açmalıdır.

 

SATIŞ (PARAYA ÇEVİRME)

Satış Talebi

Hacizli mallar, kural olarak, talep üzerine satılır ve satışı da kural olarak alacaklı talep eder. Ancak bazı hâllerde borçlu da haczedilen malların satışını talep edebilir. Satışı talep eden kimsenin satış giderlerini peşin olarak ödemesi gerekir.

İhalenin Feshi

Ihalenin feshi sebeplerini dört grup altında toplamak mümkündür:

• İhaleye hazırlık döneminde: Burada ilânın kanuna aykırı yapılmış olması gibi hazırlık döneminde ihaleyi etkileyecek, kanuna aykırı usulsüzlük yapılması söz konusudur.

• İhalenin yapılmasında: Kanunda ihalenin nasıl yapılacağı belirtilmiştir. Bu prosedüre aykırı veya kanunda belirtilmemekle birlikte, ihalenin doğru bir şekilde yapılmasını engelleyici hususlar ihalenin feshi sebebini oluşturur.

• İhaleye fesat karıştırılması: İhalenin sağlıklı şekilde yapılmasını engelleyici bazı davranışlara girilmesi fesih sebebidir. Örneğin, ihaleye katılacakların değişik yöntemlerle ihaleye katılmalarının engellenmesi.

• Alıcının hataya düşmesi: Alıcının özellikle aldığı malın esaslı niteliklerinde yanıltılmış olması fesih sebebidir. Örneğin, taşınmazın yüzölçümünün yanlış gösterilmesi veya şartnamede verilen bilgilerle taşınmazın gerçek durumunun birbirine uygun olmamasında olduğu gibi.

UYARI: İhalenin feshi, ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İlgililer, ihalenin feshi sebebini en geç ihale günü öğrenmiş sayılırlar.

NOT: İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, yalnızca satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerdir. Fesih isteyen ilgilinin, yurt içinde bir adres göstermesi ve ileri sürdüğü fesih sebebinin aynı zamanda kendi menfaatini de haleldar ettiğini, yani zarar gördüğünü ispat etmesi gerekir.

SIRA CETVELİ

Haczi ile haczedilen malların satışı sonunda elde edilen miktar da aynı derecede hacze iştirak eden (İİK m. 100-101) alacaklıların alacağını karşılamaya yetmezse, icra dairesinin bir sıra cetveli düzenlemesi gerekir.

UYARI: Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde ilgililer, duruma göre ya icra mahkemesinde şikâyet veya genel mahkemede itiraz davası yolu ile sıra cetveline itiraz edebilirler

BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ BELGESİ

Paraların paylaştırılması sonunda alacağını tamamen alamayan alacaklıya, ödenmeyen alacak kesimi için, icra dairesi tarafından kendiliğinden, hiçbir harç ve resme tâbi olmadan bir aciz belgesi verilir.

KİRALANAN TAŞINMAZLARIN TAHLİYESİ

Kiralanan taşınmazların tahliyesi için, ilâmsız takip yoluna başvurulması iki durumda mümkündür. Bunlar,

  • Kira bedelinin ödenmemesi ve
  • Kira süresinin sona ermesidir.

Birinci durumda, takip sonucu bir para alacağına kavuşmak ve onunla birlikte tahliye söz konusu iken, ikinci durumda sadece tahliye söz konusudur. Bu yönüyle ikinci durum, ilâmsız icranın para alacağına yönelik olmasına ilişkin kuralın tam bir istisnasıdır. Her iki tahliye için de taraflar arasında yazılı ya da sözlü bir kira sözleşmesinin varlığı asıldır.

ÖNEMLİ: bedelin ödenmemesi sebebiyle tahliyede yazılı kira sözleşmesi aranmazken, kira süresinin sona ermesi sebebiyle tahliyede yazılı kira sözleşmesinin varlığı gerekir.

Kira Bedelinin Ödenmemesi Sebebiyle İlamsız Tahliye

Esasen kiracı kirasını ödemezse, kiraya veren, alacaklı sıfatı ile kiracısına karşı genel haciz yoluyla takip yapabilir. Ancak, genel haciz yoluyla takip, sadece kiracının kira bedelini ödemesini sağlayabilir.

Kira Süresinin Sona Ermesi Sebebiyle İlamsız Tahliye

Kira süresinin sona ermesi sebebiyle ilâmsız tahliye yoluna başvurabilmek için, alacaklı kiraya verenin elinde yazılı bir kira sözleşmesi veya tahliye taahhüdü olması gerekir. Sözlü bir anlaşmayla kiraya verilen bir taşınmazın bu şekilde tahliyesi istenemez.

NOT: Bu takip yolunun temel aşamaları, takip (tahliye) talebi, tahliye emri, takibin kesinleşmesi ve tahliyedir.

İLÂMLI İCRA

Para ve teminat alacağı dışında bir alacak için (örneğin, taşınır ve taşınmaz teslimi, bir işin yapılması), takip yapılmadan önce mutlaka mahkemede dava açılıp ilâm alınması gerekir. Ayrıca, konusu para veya teminat alacağı olan alacaklar için de ilâmsız icra yoluna başvurmak istemeyen alacaklı, önce mahkemeden ilâm alıp daha sonra takip yapabilir. Ancak, bu alacaklar için ilâmlı icra takibi yapmak bir zorunluluk değildir; alacaklının tercihine bağlıdır.

İLÂM VE İLÂM NİTELİĞİNDEKİ BELGELER

• Mahkeme huzurunda yapılan sulhler (HMK m. 313-315),

• Mahkeme huzurunda yapılan kabuller ve icraî nitelikteki feragatler (HMK m. 307 vd.),

• Kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki noter senetleri,

• İstinaf ve temyiz kefaletnameleri (İİK m. 33, 36; HMK m. 350, m. 367),

• İcra dairesindeki kefaletnameler

İLÂMLI İCRA TAKİBİNİN BAŞLAMASI

İlâmlı İcrada Yetki

İlâmsız icrada belirtilen yetki kuralları (İİK m. 50), ilâmlı icrada uygulanmayacaktır. Elinde ilâm bulunan ve ilâmlı icra takibi yapmak isteyen alacaklı, dilediği icra dairesinden bu takibi yapabilir.

REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ

Rehin maddî hukuk bakımından bir takım özellikleri olan aynî bir teminattır (taşınmaz rehni için TMK m. 850 vd., taşınır rehni için TMK m. 939 vd.) Takip hukuku bakımından, rehinli alacaklar için rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurma zorunluluğu (önce rehne başvurma zorunluluğu) (İİKm. 45/I) şeklinde bir kural söz konusudur.

KONKORDATO

Konkordato, dürüst bir borçlunun, belli bir zaman dilimi içerisindeki tüm adî borçlarını, öngörülen nitelikli çoğunlukla alacaklıları tarafından kabul edilmiş ve yetkili makamca tasdik edilmiş olan teklifi doğrultusunda ve kendisi için elverişli şartlar çerçevesinde ödemesini mümkün kılan, borçluya tanınmış bir hukukî imkândır.

İflâs Dışı Konkordato (Adî Konkordato)

Konkordato için, öncelikle borçlunun veya iflâs isteyebilecek alacaklılardan birinin asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurup bir konkordato projesi vererek borçları ne surette ödemeyi teklif ettiğini belirtmesi gerekir.

  • Asliye ticaret mahkemesi, konkordato talebi ile birlikte eklenmesi gereken belgelerin eksiksiz mevcut olduğunu tespit ederse, borçluya derhal üç aylık bir geçici mühlet kararı verir ve bir veya üç geçici konkordato komiseri tayin eder.
  • Asliye ticaret mahkemesi geçici mühlet içinde borçluya kesin mühlet verip vermeyeceğini karara bağlayacaktır.
  • Mahkemece konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Asliye ticaret mahkemesi kesin mühlet kararıyla birlikte komiser atanmasına da karar verecektir
  • Konkordato müessesesinden yararlanmak isteyen borçlu, iflâsa tâbi şahıslardansa, muamele merkezinin bulunduğu, iflâsa tâbi şahıslardan değilse, yerleşim yerinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine (m. 285/III) gerekçeli bir dilekçe ile başvurarak konkordato talep eder.

İflâs İçi Konkordato

İflâs içi konkordatoda, iflâs dışı konkordatodan farklı olarak;

• Konkordato mühleti yoktur,

• Konkordato komiseri tayin edilmez,

• Konkordato teklifi ikinci alacaklılar toplantısında incelenir.