Ticaret Hukuku

Ticaret Hukuku

Ticaret Hukuku

Dünya genelinde ve ülkemizde sosyal ve ekonomik gelişmeler,  yeni doğan ilişkiler ve uyuşmazlıkları bunlar da yeni hukuki ilişki ve kavramları açığa çıkarmıştır. Ödev ve sunum içeriğinde de  alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biri olan “arabuluculuk” kavramını ülkemizdeki “ticari arabuluculuk” düzenlemeleri ve uygulamadaki görünümü üzerine bilgilendirme ve değerlendirmeler yer almaktadır.

Yukarıda bahsedildiği üzere yargının temel amacı önüne gelen uyuşmazlıkları en kısa süre içinde, kalıcı, adil ve en az masrafla çözümlemektir. Hukuki ilişkilerin artması ile birlikte hukuki uyuşmazlıkların ve sonuç olarak da yargı yükünün arttığı açıktır. Bu durum alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin açığa çıkmasını sağlamış, ülkemizde de bu yöntemler içerisinde en fazla kullanılan sistemlerden birisi olan arabuluculuk, yaklaşık 6 yıldır başarı ile uygulanmaktadır.

Hukuk sistemimizde genel olarak hasımsız dava ve talepler dışında dava sisteminin “iki taraf” sistemi üzerine kurulduğu ve bu nedenle dava yolu ile uyuşmazlığı mahkemelere taşımanın karşı taraf için olduğu kadar davacı için de psikolojik, sosyal ve ekonomik bakımdan oldukça zor olduğu açıktır. Ayrıca bu yöntemlerle haklı çıkma, intikam alma, kaybedenin intikama devam etme duygusu da tetiklenmektedir. Uyuşmazlık çoğu zaman yeni başka uyuşmazlıkları doğurmaktadır. Bizim kültürümüzde de yüzyıllardır uygulanan cemaat ,kanaat önderlerinin tarafları barıştırması geleneği zaman içinde özellikle Anglo- Sakson kökenli bir kurum olarak Kıta Avrupası’nda “arabuluculuk” hukuki kavramına ulaşmış ve profesyonel ve hukuki sonuçları olan bir hal almıştır.

Anayasa’nın 141. maddesine göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Bu görevin ağır iş yükü altında yerine getirilmesi imkânsızlaşmakta, bu durumda tarafları mağdur etmektedir. Hal böyle olunca yargının iş yükünün azaltılması, adalete erişimin kolaylaştırılması ve usul ekonomisi gibi çeşitli nedenlerle yargıya ilişkin anayasal kuralların etkililiğinin sağlanması bakımından gerekli görülmesi durumunda uyuşmazlıkların çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama geçirilmesi gereklilik halini almıştır. Ancak burada karşımıza çıkan temel soru Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuru zorunluluğunun kişilerin hak arama özgürlüğü, adil yargılanma gibi temel haklara zarar verip vermediğidir. Burada esas alınacak kriter; bu yollar sırf kişilerin hak aramalarını imkânsız hâle getirmek amacıyla oluşturulmuş etkisiz ve sonuçsuz, irade serbestisi olmayan yöntemler mi, yoksa çözüm üretmeye odaklanmış, tarafların özgür iradesi ile ilerleyen süreçler olup olmadığıdır. Dolayısı ile yargı sistemimiz değerlendirildiğinde aşağıda ayrıntılı izah edileceği üzere arabuluculuk veya zorunlu arabuluculuk kavramları  anayasal özgürlüklere aykırı kabul edilemez.

Kurumun  “yargılama”ya göre olumlu yönlerini değerlendirmek gerekirse:

· Taraflar uyuşmazlık çözüm sürecine doğrudan doğruya katılırlar ve özellikle sonucun elde edilmesinde egemendirler, (16 Tanrıver, s. 4-5. 17 Pekcanıtez, s. 15. 18 Ildır, s. 48; Tanrıver, s. 3. )

 · Sürecin tamamında  gizlilik ilkesi geçerli olduğu için, taraflar arasındaki ilişkiler daha sağlıklı yürür,

· Uyuşmazlıklar daha az giderle ve daha seri bir şekilde çözüme kavuşturulur,

· Tarafların haklı çıkması değil, menfaatler dengesinin tekrar kurulması önemsenir,

· Her iki tarafın da süreçten kazançlı çıkması fikri hakimdir,

· Daha esnek ve daha ılımlı bir süreç olması dolayısıyla daha yaratıcı çözümler ortaya konulabilir,

· Uyuşmazlık konusu, uzman kişilerce incelenebilir ve değerlendirilebilir.

 

Arabuluculuğa İlişkin Temel İlkeler

1. İradi Olma: Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklı ise de bu süreç içinde de taraflar sürece devam etme ve anlaşıp anlaşmama konusunda serbesttir. (HUAK m. 3/1). Arabuluculuk görüşmelerinin nasıl sonuçlandırılacağı taraflara bağlıdır. Uyuşmazlığı tamamen çözen bir anlaşmaya varılabileceği gibi, kısmen çözüme kavuşturulabilir veya anlaşma olmadan da  arabuluculuk faaliyeti sonlandırılabilir.

2. Eşitlik : Taraflar, süreç boyunca  eşit haklara sahiptirler (HUAK m. 3/1). Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür HUAK m. 9/3). Arabulucu, görevini tarafların etkin katılımıyla, hakkaniyete uygun, taraflara yeterli söz hakkı vererek ve katılımcılar arasında karşılıklı saygı gösterilmesini sağlayacak biçimde yerine getirmelidir (TAEK m. 5/1).. Devlet yargısı önünde eşit olan tarafların, iradî olarak başlatıp yürüttükleri arabuluculuk sürecinde de eşit olmamaları düşünülemez. Bu ilke ile bu durum çok açık ve tüm süreci kapsayacak şekilde vurgulanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkının yargısal bir temel hak olması sebebiyle, sadece davayla ilgili olamayıp kişinin hukukî durumunu etkileyen her türlü yargılama faaliyetinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. (Özekes, M.: Medeni Usul Hukukunda Hukuki Dinlenilme Hakkı, Ankara 2003, s. 62-63. )

3. Gizlilik :Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür (HUAK m. 4/1). Aksini kararlaştırma açık şekilde olmalıdır. Bu gizlilik ilkesi süreç içinde taraflardan biriyle özel oturumda bir araya gelen arabulucunun, bu özel oturumda edindiği hiçbir bilgiyi, bilgiyi veren tarafın rızası olmadan, diğer tarafa aktarmamasını da kapsamaktadır. (TAEK m. 6/3). Gizlilik kuralına uyma yükümlülüğü, arabulucunun yanında çalışan kişiler, Bakanlık ve Kurul görevlileri yönünden de geçerlidir (HUAK Yönetmeliği m. 6/3)

4. Beyan veya Belgelerin Kullanılamaması :Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dâhil üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda, aşağıdaki beyan veya belgeleri şekline bakılmaksızın (HUAK m. 5/2) delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz (HUAK m. 5/1): a) :

  • Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
  • Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
  • Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
  • Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler. Dava şartı arabuluculuk sürecindeki anlaşamama son tutanağı (7036 sayılı K. m. 3/2) HUAK m. 5/3, c. 3 hükmü uyarınca dava şartını sağlayan aleni bir belge ve gerek ihtiyari gerekse dava şartı arabuluculuk sürecinde hazırlanan anlaşma belgesi (HUAK m. 18) ise bir özel hukuk sözleşmesi olduğu için aleni bir belgedir; ve bu belgeler bu kapsamın dışındadır.

 Arabulucuların Hak ve Yükümlülükleri

1. Unvanın Kullanılması : Arabulucu ünvanını kullanmaya, reklam yasağı dışında kendisini tanıtmaya hak sahibidir.

 2. Ücret ve Masrafların İstenmesi

Arabulucu, arabuluculuk süreci başlamadan önce de arabuluculuk teklifinde bulunan taraf veya taraflardan ücret ve masraflar için avans isteyebilir. Bu kapsamda alınan ücret arabuluculuk süreci sonunda alınacak arabuluculuk ücretinden mahsup edilir. Arabuluculuk sürecinin başlamaması hâlinde bu ücret iade edilmez. Masraftan kullanılmayan kısım arabuluculuk süreci sonunda iade edilir (HUAK Yönetmeliği m. 9/2). Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır (HUAK m. 7/2). Taraflar, ücret ve avanstan hangi ölçüde sorumlu olacaklarını kendileri de kararlaştırabilirler. Ancak, böyle bir kararlaştırma söz konusu değilse, ücret ve masraflara taraflar eşit şekilde katlanacaktır. Arabuluculuk faaliyetine başlandıktan sonra, uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığı hususu ortaya çıkar ve bu sebeple arabuluculuk faaliyeti sona erdirilir ise, sonradan ortaya çıkan bu durumla ilgili olarak eğer arabulucunun herhangi bir kusuru yoksa, arabuluculuk faaliyetini yürütme görevini kabul eden arabulucu, aksi kararlaştırılmadıkça, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır (AAÜT m. 4/2). Uyuşmazlık, arabuluculuk faaliyeti devam ederken, arabuluculuk faaliyetinin konusuz kalması, feragat, kabul veya sulh gibi arabuluculuk yolu dışındaki yöntem ve nedenlerle giderilirse ücretin tamamına hak kazanılır (AAÜT m. 5/1

 

3. Taraflarla Görüşme ve İletişim Kurulması

Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir (m. 8/1). Zira kurumun özü itibari ile arabulucunun taraflar ile iletişim kurması zorunludur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken eşitlik ve tarafsızlığa riayet etmektir.

. 4. Görevin Özenle ve Tarafsız Biçimde Yerine Getirilmesi

Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir (HUAK m. 9/1). Arabulucu görevini kısmen dahi olsa bir başkasına devredemez (HUAK Yönetmeliği m. 11/1) Bununla birlikte, dava şartı arabuluculuk sürecinde, arabulucu görevini hukuki veya fiili sebeplerle yerine getiremeyecek duruma gelirse, tarafların bilgisi ve onayı dâhilinde eş arabuluculuk yönteminden yararlanılarak süreç eş arabulucu ile yürütülüp Arabulucu, arabuluculuk sürecini yürütürken tarafsız olmak ve tarafsızlığını şüpheli hâle getirecek davranışlardan kaçınmak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuğu tarafsız bir şekilde yönetemeyecek ise arabulucu olma teklifini reddetmeli ve hangi aşamada olursa olsun arabuluculuktan çekilmelidir (TAEK m. 3/4). Arabulucu ile taraflar arasında herhangi bir menfaat ilişkisi veya çatışması bulunmamalıdır. Arabulucu ile taraflar arasındaki menfaat ilişkisi veya çatışması, tarafların arabuluculuğa başvurmasından sonra ortaya çıkabileceği gibi; arabulucu ile taraflar arasındaki mevcut veya geçmişteki, kişisel ya da mesleki herhangi bir ilişkiden dolayı önceden de var olabilir (TAEK m. 4/2).  Bu durumda tarafları açıkça bu konuda bilgilendirmeli ve yazılı onay alarak görevine devam etmelidir.

5. Reklam Yasağı

Arabulucuların iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında arabulucu, avukat ve akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır (HUAK m. 10).

6. Tarafların Aydınlatılması

Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür (HUAK m. 11).

7. Aidat Ödenmesi Arabuluculardan sicile kayıtlarında giriş aidatı ve her yıl için yıllık aidat alınır.

 

Ticari Arabuluculuğa İradi Olarak  Başvurma

 

Arabulucuya Başvuru Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda; teşvik edebilir. İhtiyari arabuluculukta HUAK m. 14 hükmünde yer alan hükme göre “Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.” Dava şartı arabuluculukta  ise sistemden de atama yapılabilir.

Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder (HUAK m 15/1). Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir (HUAK m. 15/5). Arabulucuya başvurunun belirtilen sürelerle yargılamayı erteleyici bir etkisi olacaktır. Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir (HUAK m. 15/6). Avukatların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74 üncü maddesi uyarınca vekâletnamesinde özel yetki bulunması gerekmektedir. Arabulucu, sürecin yürütülmesi sırasında, taraflara hukuki tavsiyelerde bulunamaz (HUAK Yönetmeliği m. 17/5). Taraflara hukuki tavsiyelerde bulunmak avukatlarının görevidir. Arabulucu, ancak arabuluculuk ile bağdaşması şartıyla taraflara eğitim ve tecrübesine dayanarak bilgi verebilir (TAEK m. 5/5).

Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil eder (HUAK m. 15/8, c. 1).

Tüzel kişilerde ise şirketin verdiği özel yetkili görevli sürece bunu belgelemek şartı ile katılabilir.

Arabulucu, tarafları ilk toplantıya davet ederken, arabuluculuk görüşmelerine, gerçek kişilerin kimlik belgesi, şirket yetkililerinin kimlik belgesi ve imza sirküleri, avukatların kimlik belgesi ve arabuluculuk görüşmelerine konusunda özel yetki bulunan vekâletnamesi ile katılması gerektiği hususunda bilgilendirmelidir.

Arabuluculuğun Sona Ermesi (HUAK m. 17/1):

  • Tarafların anlaşmaya varması.
  • Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi
  • Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
  • Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
  • Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.

Arabulucu tarafından düzenlenecek sonuç belgesi, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır (HUAK m. 17/2Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir (HUAK m. 17/3, arabulucu son tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilâm niteliğinde belge sayılır (HUAK m. 18/2; HUAK Yönetmeliği m. 21/3). Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilâm niteliğinde belge sayılır (HUAK m. 18/4). Burada, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Uzlaşma sağlama” başlıklı 35/A maddesi ile eşgüdüm sağlanmıştır.

Arabuluculuk Sürecinin Başlaması ve Sürelere Etkisi

Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (HUAK m. 16/1). Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz (HUAK m. 16/2). Dava şartı arabuluculuk sürecinde ise ihtiyari arabuluculuk sürecinden farklı olarak, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez

 DAVA ŞARTI TİCARİ ARABULUCULUK

7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 20 inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.

Taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatları tarafından arabuluculuk başvurusu yapılabilir. Başvuru, dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabilir (HUAK Yönetmeliği m. 23/3).

Dava Şartı Olarak Arabuluculukta Arabulucunun Görevlendirilmesi adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlıklarına bildirilen listeden adliye arabuluculuk bürosu tarafından puanlama yöntemiyle belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde başvuru sırasında anlaşmaları hâlinde taraflar veya tarafların imzasını taşıyan bir tutanakla beraber üzerinde anlaşılan arabulucu, durumu adliye arabuluculuk bürosuna bildirdiğinde bu arabulucu görevlendirilir.

 Sonrasında arabulucu, büro tarafından verilen veya kendisinin tespit ettiği iletişim bilgilerini kullanarak tarafları görevlendirme konusunda bilgilendirecek ve ilk toplantıya davet edecektir. Yapılan bu bilgilendirme ve davete ilişkin işlemler arabulucu tarafından belgelendirilmek zorundadır. Zira kendisine bildirilmesine rağmen  geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmayan taraf için  arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda bu taraf aleyhine bazı yaptırımlar düzenlenmiştir. Bunlardan en önemlisi de yargılama harç ve giderlerinden sorumlu tutulmasıdır. Dolayısıyla arabulucunun taraflara ulaştığını, onları bilgilendirerek ilk toplantıya davet ettiğini belgelemesi ileri de ispatlamak açısından gereklidir.

Ticari davalarda dava şartı arabuluculuk sürecinde, arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir (TTK m. 5A/2). Sürenin sonucunda arabulucu anlaşamama yönünde re’sen son tutanağı düzenler (HUAK Yönetmeliği m. 25/5).

Dava Şartı Olarak Arabuluculukta Arabuluculuk Ücreti ve Giderler

Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz (HUAK m. 18A/12; HUAK Yönetmeliği m. 26/1).  Diğer durumlarda iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır.

TİCARET HUKUKUNDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUK SÜRECİNE TABİ DAVALAR

  1. Mutlak ticari davalar

a.Türk Ticaret Kanun’unda Düzenlen Hususlara İlişkin Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

TTK’de düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar sair hususlara bakılmaksızın (borcun kaynağına, tarafların sıfatlarına ve ticari işletme ile ilgili olup olmadığına) mutlak ticari dava sayılır. Uygulamada karşılaşılan, TTK’de düzenlen hususlardan doğan hukuk davalarına örnek şunlardır:

  • TTK’nin 102 ilâ 123 üncü maddeleri arasında düzenlenen acentelikle ilgili uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalar,
  • TTK’nin 329 ilâ 572 inci maddeleri arasında düzenlenen anonim şirketlere ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar,
  • TTK’nin 573 ilâ 644 üncü maddeleri arasında düzenlenen limited şirketlere ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar,
  • TTK’nin 671 ilâ 775 inci maddeleri arasında düzenlenen poliçe, TTK’nin 776 ilâ 779 uncu maddeleri arasında düzenlenen bono, TTK’nin 780 ilâ 823 üncü maddeleri arasında düzenlenen çekten kaynaklanan uyuşmazlıklardan doğan davalar,
  • TTK’nin 856 ilâ 893 üncü maddeleri arasında düzenlenen eşya taşıma ve TTK’nin 906 ilâ 916 ıncı maddeleri arasında düzenlenen yolcu taşımaya ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar,
  •  Kıymetli evraklarla ilgili mutlak ticari davalar, uygulamada çok sık karşılaşılan davalardandır.

b.Türk Medenî Kanunu’nun Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşi ile Uğraşanlar Hakkındaki 962 ilâ 969 uncu Maddeleri ile İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

c.Türk Borçlar Kanunu’nun Çeşitli Hükümlerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

d.Rekabet Yasağına İlişkin 444 ve 447 inci Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

e.Kredi Mektubu ve Kredi Emrini Düzenleyen 515 ilâ 519 uncu Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan

f.Komisyon Sözleşmesine İlişkin 532 ilâ 545 inci Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

g.Ticari Temsilciler, Ticari Vekiller ve Diğer Tacir Yardımcıları İçin Öngörülmüş Bulunan 547 ilâ 554 üncü Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

h.Fikrî Mülkiyet Hukukuna Dair Mevzuatla İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

ı.Borsa, Sergi, Panayır ve Pazarlar ile Antrepo ve Ticarete Özgü Diğer Yerlere İlişkin Özel Hükümlerle İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo gibi ticarete özgü yerlere ilişkin özel hükümlerde öngörülen uyuşmazlıklardan doğan davalar,

i.Bankalara, Diğer Kredi Kuruluşlarına, Finansal Kurumlara ve Ödünç Para Verme İşlerine İlişkin Düzenlemelerle İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar

j. 1163 sayılı Kooperatifler Kanun’un 99 uncu maddesi uyarınca, bu Kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.

k.İİK’den kaynaklan mutlak ticari davalara ve diğer işlere şunlar örnek verilebilir: İflâs davası, mutlak ticari davadır ve zorunlu arabuluculuğa tabidir.

2. Nispi tic davalar

Nispi ticari davalarda mutlak ticari davadan farklı olarak, nispi ticari davalarda davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesi için uyuşmazlığın bir ticari işletme ile ilgili olması gerekir.örnek vermek gerekirse;

aa.Havaleye İlişkin Haklardan Doğan Davalar Havaleden doğan uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın taraflarından birinin ticari işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmıştır (TTK m. 4/1, son cümle).

bb. Saklama (Vedia) Sözleşmesine İlişkin Haklardan Doğan Davalar Saklama sözleşmesi, TBK m. 561 ilâ m. 580’de düzenlenmiştir. Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 561).

cc. Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklarından Doğan Davalar Fikir ve sanat eserleri üzerinde eseri yaratanın sahip olduğu haklar FSEK’de hükme bağlanmıştır. Bu Kanun’dan doğan davaların ticari sayılabilmesi için de uyuşmazlığın bir ticari işletme ile ilgili olması gerekir.

3. Her İki Taraf İçin Ticari Sayılan Hususlardan Doğan Davalar TTK’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükme göre, “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” ticari dava sayılır.

Dolayısı ile bu davalar açısından arabuluculuğa başvurulması dava şartıdır. Hakim açılan davayı öncelikle bu açıdan değerlendirmeli, arabuluculuk sürecine dair evrak dosyada yok ise tamamlanması için HMK gereği süre vermeli, ancak dava dilekçesinden hiç arabuluculuk sürecine gidilmediği anlaşılıyor ise de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermesi gereklidir.

Kısaca özetlemek gerekirse; Ticari Arabuluculuk sistemi ülkemizde de diğer ülkelerin hukuk sistemlerine benzer uygulanmakta, hedeflendiği üzere yargının iş yükünü azaltmakta, tarafları barışçıl bir çözüme teşvik etmekte ve usul ekonomisi açısından da fayda sağlamaktadır. Arabuluculukta başarı oranı da yüksektir. Bu alanda uygulamada görülen sorunların değerlendirilmesi sonrasında yapılacak değişiklikler ile ilerleyen zamanlarda daha etkili ve taraflarca iradi çözümün daha sıklıkta tercih edileceği bir alternatif çözüm olacağına  şüphe bulunmamaktadır.